HAYAT

“Sahip olma tutkusu insanın zamanla olan ilişkisini de giderek değiştirdi. Gelecek şimdinin üzerinde acımasızca egemenlik kurmaya başladığından bu yana, insanlar kendilerinin olmayan zamanlar yaşamaya başladılar.

Şimdiyi geçmişin birikimlerinin zenginlikleriyle birlikte yaşıyoruz ama, hayatlarını çocukluk yıllarının sarsıcı yaşantılarının etkisinde sürdüren insanlar şimdinin hafifliğini özgürce yaşayamıyor. Aynı şekilde, geleceği projelerle ipoteklerken şimdiyi ezip geçen çağdaş dünyanın beklentilerine teslim olmak da anksiyete ve depresyona davetiye çıkardığı gibi uzun vadede boşluk ve anlamsızlık gibi duyguların yaşanma olasılığını da içerebiliyor. Uygarlık denen olgu, bizleri, öttükleri için güneşin doğduğunu sanan horozlarla dolu bir alana getirdi sonunda. İki yıl önce gittiğim bir kavramsal sanat gösterisinde sergilenen bir duvar saati beni çok etkilemişti. Kadrandaki rakamların yerinde on iki adet “Geç kaldın” yazısıyla.”

Hayat, Engin Geçtan, 2002