Kadınların, annelerin ve kızların üzerinden hayatı anlatmanın bir yolu gibiydi. Minicik ve kocaman anların, minicik gözüken kocaman etkilerini harika anlatan bir oyun. Kadın hikayeleri ile birlikte ülkenin de hikayesini hatırlarken gerçek bir yüzleşmenin nasıl da cesaret istediğine tanık olduk. Ve bu hikaye Zerrin Tekindor olmada

Bazen bir kitap okursun ve hayatın değişmez ama daha önce duyduğun, bildiğin ve anlamlandırdığın şeyler derinleşir. Hele de bu okuma eylemini bir grup yol arkadaşı ile birlikte gerçekleştirerek sendeki izdüşümlerini paylaşma fırsatı da bulursan derinleşme süreci daha da keyifli olur.

Canım kardeşim,  Bak senin ellerinde hayatımız Uçan kuştaki güzelliği kaybettik,  Hastayız Çok sıkıldım ağlamaktan, durmaktan Bu ahlaksız oyunlara devam etmek  Günah, günah, günah… Uyan artık uyan! Uyan dostum uyan! Uyan artık uyan; karanlık uykundan Sadece renkler vardı,  Sonra kayboldu onlar da Biz

Tanıdığım bir ağaç var  Etlik bağlarına yakın  Saadetin adını bile duymamış  Tanrının işine bakın.  Geceyi gündüzü biliyor  Dört mevsimi, rüzgarı, karı  Ay ışığına bayılıyor  Ama kötülemiyor karanlığı.  Ona bir kitap vereceğim  Rahatını kaçırmak için  Bir ö

“… Çoğumuz kendimizi, en nihayet, yuvada hissedeceğimiz bir yeri özleriz. Bu yeri arar, arar, arar, en nihayet bir gün sırrın bizim içimizde olduğunu idrak ederiz. Bu yolculuk sırasında, yaşamak istediğimiz dünyaları seçebileceğimizi öğreniriz. Bu yolculuğu yaptığımızda, kim olduğumuzu, neye değer verdiğimizi

“Sahip olma tutkusu insanın zamanla olan ilişkisini de giderek değiştirdi. Gelecek şimdinin üzerinde acımasızca egemenlik kurmaya başladığından bu yana, insanlar kendilerinin olmayan zamanlar yaşamaya başladılar.

Kim derdi ki; en sevdiğim Sting albümünün hayaller kurarak dinlediğim şarkıları, yıllar yıllar sonra muhteşem bir gösteriye ilham olacak, en sevdiğim şehirde, Londra’da ruhum kanatlanarak izleyeceğim… Coşku, tutku, hüzün ve aşk dolu şahane bir “şey” di bu akşam olan✨ Tüm “ötekiler” ile bir olduğumuzu tüm

Artık haberini alınca gelişini iple çektiğim film çok az. “Ahlat Ağacı” da bu kategoriye girmişken hemen izledim. Kış Uykusu’ndan (bir grubun süreye dair şikayetlerinin aksine) daha da olsa izlenir hissiyle çıkmışken, üç saati aşkın süre benim için gayet makuldü. Nuri Bilge Ceylan; her dialogda nasıl da insanımızı